VEGAN TECRÜBEM


Avrupa'nın en önemli turistik cazibe merkezlerinden biri olan Viyana St. Stephen's Katedrali’nin önündeyiz. Tam da kurban bayramı öncesi, karşımızda toplumda farkındalık oluşturmak adına kendilerince etik bir problem olarak gördükleri hayvanların kesimi ve yenmesi mevzu üzerine gösteri yapan Veganlar var. Bu fırsattan istifade birkaç hakiki Veganla konuşma imkanı buldum. Hayvanların öldürülmesindeki yanlış metodları temel suçlayıcı tez olarak kullanarak, hayvanların insanlar için kesilemeyeceğini, öldürülemeyeceğini savunuyorlar. Ben bu düşünceyi , tefrit olan bir uygulamayı görüp “ifrat” olanı tefriti engellemek için kullanmak olarak değerlendiriyorum. 


Hayvanların kesiminde usulsüzlüklerin, caniliklerin olduğu doğrudur. Ancak bu hayvanların bizim tarafımızdan kullanılamayacağı anlamına da gelmez. Aslına bakılırsa buradaki problem, temel olarak varlığa atfettiğimiz ontolojik farklılıktan kaynaklanıyor. Biz hayvanları Allah’ın bizim emrimize amade olarak sunduğu emanetleri olarak algılarken, onlar, kimi zaman hayvanları insanın önüne geçirebiliyor; bu konuda çok daha ilerilere gitme cüretinde bulunabiliyorlar.

Bir başka mevzu ise oradaki grubun ikiyüzlülüğü. Orada konuştuğum Vegana sorduğum soru şu: Bir gün bir çocuğun olduğunda onu Vegan olmaya zorlar mısın ve ya Vegan olmasını nasıl sağlarsın? Cevapta ise tahmin edebileceğiniz üzere çocuğuna doğru yolu göstereceğini ama onu zorlamayacağını ancak kötü, vahşi, canice olan hayvan kesim uygulamalarını da çocuğuna izletmeyeceğini söylüyor. Bu cevaptan tam 5 dk sonra her yaştan insanın bulunduğu koca bir meydanda, benim bile izlemeye çekindiğim o iğrenç görüntüleri projeksiyona yansıtarak dakikalarca izlettiler. Yanımdan geçen çocukların anne babalarına olan sorularını da işittim. Ebeveynlerin çocuklarına verebildikleri cevaplar ise hayat kurtarıcı değil. Demem o ki bazen kaş yapayım derken göz çıkarıyoruz bir etik problemi ele alışımız bile bazen başlı başına başka bir etik problemi doğuruveriyor. 


Et yememek gibi ucuz bir fikri, toplumun gelmesi gereken “nihai basamak” olarak gören bu topluluk, heyhat ki tutarlılıktan ne kadar uzakta!

(Ağustos 2018, Viyana)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EBU ABDULLAH'IN GÖZ YAŞLARI

VAKANÜVİS HAMDİ EFENDİ’NİN KARANTİNA NOTLARI