YETİM BALKANLAR

Balkanların her adımında Endülüsler yaşanmış. O günün muasır engizisyonu hükmetmiş insanlar öldürülmüş, yurtlarından sürgün edilmiş. O günün Moriskoları, Bulgar, Sırp, Rum göçmenleri olmuş. Camiler yıkılmış ya da kiliselere çevrilmiş. Osmanlı gidince sanki tüm koca medeniyet sahipsiz kalmış.



(Banyabaşı Cami, Sofya)

Burada camiler yetim, sahipleri yok, bir garip misali. Elbetteki Allah her şeyin sahibi olduğu gibi evlerinin de sahibi. Ancak bizler, medeniyetimize ait olanları koruma imtihanında zaafiyet içinde kalmışız. Sofya’da da Belgrad’da da birer cami var. Yüzyıllarca Müslüman yönetimi altında kalmış bu beldelerin bugünkü hali bizde derin bir hüzne yol açtı. 



(Bayraklı Cami, Belgrad)

Aynı zamanda buradaki Osmanlı’ya ve İslam’a dair izlerin tamamının silinmesi için çok uğraşılmış. Yüzyıllarca Osmanlı hakimiyetinde kalmış Sofya’da girdiğimiz tarih müzesinde bize dair hiçbir şey yok; sanki o yüzyıllar hiç yaşanmamış gibi. Oysaki binlerce yıl öncesine dair bile eserler var müzede. Müzenin eski bir Osmanlı hamamı olması ise ayrı bir ironi. İşte bu, yani hafızaların silemediğini kitaplardan silmek büyük bir acziyet, utanç ve travmanın göstergesi. 



(Sofya Tarih Müzesi)

Bununla beraber bugün Türkiye’nin Osmanlı’nın vârisi olma yolundaki haklı çabasına da şahit olduk. Bizden geriye ne kaldıysa bugün sahip çıkmanın derdindeyiz. Belgrad’ın en meşhur turistik merkezi olan Kalemeydan’da gördüğümüz Ali Paşa Türbesi ve Budapeşte’de gördüğümüz Gül Baba Türbesi Türkiye tarafından restore edilmiş ve koruma altına alınmış. Tarihimize ve medeniyetimize dair duyarlılıklarımızın restorasyonlarla sınırlı kalmaması dileğiyle...

(Ağustos 2018)


(Gül Baba Türbesi, Budapeşte)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EBU ABDULLAH'IN GÖZ YAŞLARI

VAKANÜVİS HAMDİ EFENDİ’NİN KARANTİNA NOTLARI